10366,2%-0,04
40,35% 0,24
46,92% 0,49
4349,52% 0,54
6958,85% 0,87
Rum tarafının geçmişten bu yana Kıbrıs Türklerine yönelik planlı saldırılar gerçekleştirdiğini belirten Eroğlu, “Rumların 1800’lü yılların başından itibaren adada hakimiyet kurmak amacıyla sürdürdüğü saldırılar, 20 Temmuz 1974’te son bulmuştur” dedi.
Kıbrıs Türk halkının 51 yıldır barış ortamında yaşadığını ve çözüm isteyen tarafın her zaman Türk tarafı olduğunu belirten Eroğlu, “Ancak Rum tarafı, adanın yönetimini ve zenginliklerini bizimle paylaşmak istememiştir” ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni de eleştiren Eroğlu, Konsey’in Rum tarafının Kıbrıs Türk halkının haklarını gasp etmesine göz yumduğunu savundu. “Kıbrıs’taki barışın yegâne teminatı, Türkiye’nin adadaki askeri varlığı ve garantörlüğüdür” diyen Eroğlu, iki ayrı halk ve iki ayrı devlet gerçeğinin dikkate alınması gerektiğini vurguladı.
Rum tarafının hâlâ ambargo uyguladığını, cep telefonlarının her iki kesimde bile çalışmasına engel olduğunu hatırlatan Eroğlu, “Bu şartlarda federasyon temelli bir anlaşma mümkün değildir. Yapılabilecek tek anlaşma, iki ayrı devletin iş birliğine dayalı bir modeldir” dedi.
“Kıbrıs Türk halkı risk alamaz”
Kıbrıs Türk halkının güvenliğini Rum-Yunan ikilisine ve Avrupa’nın insafına bırakamayacağını ifade eden Eroğlu, bu konuda atılacak yanlış adımların telafisi olmayacağını söyledi. KKTC’nin güçlendirilmesi ve halkın refahının artırılmasının öncelik olması gerektiğini dile getiren Eroğlu, şöyle devam etti:
“Devletimize sahip çıkmalı, egemenliğimizin ve güvenliğimizin teminatı olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yüceltmeliyiz. Bu bizim en büyük gücümüzdür.”
Eroğlu, mesajının sonunda 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nın yıldönümünü ve Barış ve Özgürlük Bayramı’nı kutlayarak, “Kıbrıs Türkü’nü canları ve kanları pahasına özgürlüğüne kavuşturan aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, kahraman gazilerimize şükranlarımı sunuyorum” dedi.